27 Ekim 2010 Çarşamba

Bildiğimiz soğan

1919 da, grip 40 milyon kişiyi öldürdüğünde bir doktor, gribe karşı kendilerine ne şekilde yardım edilebileceğini görmek için çiftçileri ziyaret ediyordu. 

Bir çok çiftçi ve ailesi bu hastalığa yakalanmış ve bir çoğu da ölmüşlerdi.

Bir çitci ailesi ise hastalıktan hiç etkilenmemişti... Evin her tarafında soğan vardı.

Doktor buna inanmadı. Ona, mikroskopta inceleme yapmak için bu soğanlardan birini kendisine verip veremeyeceğini sordu.

Kadın ona birini verdi.

Doktor, soğanda grip virüsünü buldu.

Soğanın, tüm bakterileri emerek, aileyi sağlıklı tuttuğu apaçık ortadaydı.
Aynı hikayeyi bana kuaförüm de anlatmıştı. Birkaç yıl kadar önce, müşterilerinden büyük bir kısmı gribe yakalanmışlar ve hastalanmışlardı.

Ertesi yıl, salona birkaç tabak içinde soğanlar koymuş ve büyük bir sürprizle, kendisiyle birlikte çalışanların hiç biri hastalanmamıştı. Bu bilgiyi, sağlıkla alakalı çalışmalarımda her zaman bana yardımcı olan Oregon da ki bir dostuma gönderdim. O da bana, soğanla ilgili enteresan bir tecrübesini nakletti.

Çiftçilerin hikayesini işitmeden önce, ağır seyreden bir zatürreeye yakalanmıştım. Bir gün, okuduğum bir makalede, bir soğanın tam ortadan ikiye bölünmesini ve bir yarısının bir tabak içinde çatalla iyice ezilerek, geceleyin hastanın yakındaki bir masanın üzerine konulmasını söylüyordu. Mikroplardan dolayı soğanın ertesi sabah siyahlaşacağını söylüyordu. Söylenileni aynen yaptım. Ertesi gün soğan çok kederli gözüküyordu, ben ise kendimi, çok daha iyi hissediyordum.

Bu makale aynı zamanda, geçmişte odalara konulmuş olan soğan ve sarımsakların, insanları veba ya karşı da korumuş olduğunu iddia ediyordu. Her ikisi de güçlü bir şekilde anti bakteriyel ve antiseptik özelliklerine sahiptirler.

Anlatılan bu şeylerden çıkarılacak sonuç şudur : birkaç soğan satın alınız, ve bunları soymaksızın tabaklar içinde evin her yerine yerleştiriniz. Eğer çalışıyorsanız, bir veya iki tane de çalıştığınız yere koyunuz. Biz bunu yapmadık ve gribe yakalandık! 

Soğan size yardım edecek, siz ve yakınlarınız hasta olmayacaksınız. Eğer gribe yakalanırsanız da hafif atlatacaksınız…
Kaybedecek bir şey yok, deneyiniz !

Sadece 1 liralık soğan !!! Soğan size yardım edecek, siz ve yakınlarınız hasta olmayacaksınız. Eğer Gribe yakalanırsanız da hafif atlatacaksınız…


26 Ekim 2010 Salı

Polen ve Faydaları

DÜNYA BİLİM ADAMLARINA GÖRE POLEN VE FAYDALARI:


"Bizler bilim adamları henüz polenin nasıl olup da hastalıkları iyi ettiğini bilmiyoruz. (1969'da polenin bileşimi henüz tam bilinemiyordu). Fakat çeşitli antibiyotik ilaçlarla tedavi edildiği halde iyi olmayan pek çok hastam, gözlerimin önünde iyi olmuşlardır. Birçok SOLUNUM HASTALIKLARI'nın da polenle tedavi edildiğini ve hastaların gerçekten hastalığı ve nekahet süresini süratle atlattıklarını müşahade ettik. Söylenecek tek şey yok. İnsanlık demek ki burnunun dibinde bulunan bu "Harika İlacı" şimdiye kadar hiç farketmeden yaşamış"

Kaynak: İsveç Upsala Üniversitesi - Eric Ask Umparc

"Geleneksel tıbbi tedaviler gören MİDE ÜLSER'li hastaların %29'u iyileşebilirken, Polen yedirilerek tedavi edilmiş MİDE ÜLSER'lilerin %59,2’sinde Mide yaralarının iyileştiği denenerek kanıtlanmıştır."

Kaynak: Rusya Irkomtsk Tedavi Kliniği

"Günde 2 gram Polen yiyen hastalardaki YARA VE YANIKLAR'ın iyileşmesinde %30 hızlanış ve artış olmuştur."

Kaynak: BD Wagne Üniversitesi Tıp Fakültesi Cerrahi Prof.Dr.N.S.Gimbal

"Polen, hayatın sırrı olan RNA ve DNA doludur. Uzun zamanlı hafıza, kromozonların yapısına giren RNA' ya bağlıdır. RNA'sız beyin taşıyan insan, kendi adını bile hatırlayamaz. Polen ZEKA'yıda arttırmaktadır.

Vikingler gözlemsel olarak farkettikleri poleni, "mabud yemeği " olarak savaşlara giderken yerler ve ortalama 100 yıl yaşarlardı. 'Ensafalit' (Beyin iltihabı)'na yakalanan Danimarka'lı Jyte Elmgaad'a doktorları dört ay ömrü kaldığını açıkladılar. Kısa zamanda duyu özelliklerini kaybeden genç kadın, sağır, dilsiz ve kör olur. Bunun üzerine, Polen özü enjeksiyonları yapılır. Sonuç hayret vericidir. Hasta şaşırtıcı şekilde ölümden kurtulur ve eski sağlığını kazanır.

"Polenin PROSTAT hastalıklarına da şaşırtıcı etkisi vardır. Prostat büyümesindeyse, ballı polen kürüyle yapılan denemeler, aralıklı gelen ve uzun süren hafif ağrıların yok olduğunu ve idrara çıkma sayısının azaldığını gösterdi. Polen yaşlı hastaları bazı durumlarda ameliyattan kurtarıyor. "

İsveç Upsala Üniversitesi Kliniği - Prof. Eric Ask Upmarc
İsveç Lund Üniversitesi Cerrahi Kliniği Üroloji Bölümü - Dr. Gasto Jonson


BEYİN, PROSTAT, KARACİĞER, SOLUNUM YOLU İLTİHAPLARI VE DAMAR SERTLİĞİ'inde sonucu şaşkınlık veren tıbbi kürler devam etmektedir."

KaynakBD / Call Enterprise -Jim Kenner

"Polen, harika besinlerin en üstünüdür. Kimyasal analizler polende tüm vitaminler, proteinler, yağ, şeker, mineral, hormon, büyütücü faktör, pigment vs. bulunduğunu gösteriyor. Bu canlı dengeli besin beyni ve vücudu yorgun ve uyuşuk insanlara bir kaç günde canlılık ve yaşama neşesi veriyor. Büyüme faktörleriyle cılız ve durgun çocukların hızlı gelişmesini sağlıyor. Kansızlarda, bir ay süreyle her gün bir kahve kaşığı polen yedikten sonra yapılan laboratuar denemeleri, kırmızı küreciklerin, milimetre küpte 500.000 arttığını gösteriyor.

Hafif laktasif, yani BARSAK ÇALIŞTIRICI'dır. İÇ ZEHİRLENMELER'i önleyicidir. Sabah ve öğle, vitamin almak için polen yiyiniz. Ilık süt, bal veya suya karıştırılır. Veya doğrudan yenilir. AŞIRI YORGUNLUK, ZAYIFLIK, HASTALIK, KANSIZLIK, YAVAŞ GELİŞME gibi durumlarda doz arttırılmalıdır. Hiç bir yan etkisi tespit edilmemiştir.

Son araştırmalar ERKEN İHTİYARLAMA'dan koruduğunu gösteriyor. Siz, 60 yaşından sonra 40 yıl daha dinç yaşamak istiyorsanız Poleni hemen her gün yiyiniz."

Kaynak : Pour vivre cink fois vingt ans ( 100 Yıl dinç yaşamak )

Yazar : Fransız Tıp Profesörü Dr.Robert Tocquet (5 ayrı dilde 26 tıbbi kitap ve ansiklopedi yazan bilimadamı)

"Değişik laboratuvarlarda özellikle Rusya vitaminler Enstitü'sünde birçok kez yapılan analizlere göre Polen, vitamin ve ferment gibi canlı cevherlerden yana çok zengindir. Prof.Joiriche, Dr.Chauvin ve Alain Caillas'ın yaptıkları Polen analizleri gözönüne alınırsa, en başta SİNİR DENGESİ'ni korumaya yaradığı anlaşılır. BEYİN YORGUNLUĞU ve DÜŞÜNSEL BUNALIM sonucu ortaya çıkan, zayıf sinirli, gücü tükenmiş ve uyuşuk insanlar, günde yedikleri iki kaşık polenle gerçek bir sağlık verici, sakinleştirici ve dinçleştirici ilaç bulabiliyorlar.


ŞİŞMANLIK ve ZAYIFLIK, SÜRGÜN ve PEKLİK gibi karşıt durumlarda dengeye getirici, SAĞLIK KAZANDIRICI bir etki yapar. SALGI BEZLERİ'ni, HORMONAL SİSTEMİ uyarır. KOLİT, İNCE BAĞIRSAK İLTİHABI VE BARSAK KOKUŞMASI'nda faydalıdır. Özellikle KOLİBASİLLERE, MİKROPLARA, öldürücü ve üremeyi önleyici etkisi denenmiştir."

Kaynak: Le miel et pollen ( Bal ve Polen )

Yazar: Fransız Dr.Raymond Dextreit (Sağlık ve beslenme konularında 30'dan fazla kitap yazarı)

"Polenin iştahsızlık ve BAĞIRSAK TEMBELLİĞİ'ne faydaları bütün kullananlarla iyi bilinir. Polen ayrıca, MORAL ve RUH SAĞLIĞI'na yararlıdır. Bunları yitirenlere güven verir. Etkisi kısa süren "uyarıcı" ilaçlardan değildir. Vücuda tam bir kalıcı sağlık kazandırır. YORGUNLUĞU AZALTIR ve sürekli etkisiyle BEYİN ve KAS GÜCÜ sağlar.

Sayısız ŞEKER HASTASI polen kürü yapıyor. Örneğin, Lyon'dan Bayan B. son devrede ileri bir şeker hastası (diabetik) idi. İdrarının litresinde 48 gram şeker ölçüldü. Çeşitli ilaçlar kullanmasına rağmen iyileşme ümidini yitiriyordu. Günde 3 gram polen yiyerek 15 günlük kür yaptı. İlk kürün sonunda idrardan dışarı atılan şeker %87 düştü. Yenilenen kürler sonunda şeker, litrede 1 grama indi ve kol, bacak ve bel ÖDEM'leri (ŞİŞLİKLER) ile, Anjindö Puatrini (KALP YETMEZLİĞİ) daha iyi olduğu görüldü."

Kaynak: Fransa Tarım Akademisi - Dr. Alain Caillas ( Polen araştırmaları ile ödül kazanmış )

"Polen YÜKSEK TANSİYON'a, DAMAR TIKANIKLIĞI'na, KOLESTEROL YÜKSEKLİĞİ'ne, KRONER TROMBAZ ve FELÇ'lere karşı koruyucu ve iyileştirici etki yapıyor."

Dr. Nemarov - Dr. Egerov - Dr. Mistchenko - Dr. Kodiser

Rus Bilimler Akademisi

"Şişmanlık ve zayıflık gibi iki karşıt durumda; vücuttaki fazla karbonhidrat, glikoz ve yağları yakarak şişman bünyeyi yok eder, metabolizma dengesi sayesinde zayıf düşen hücreyi derhal uyarır, üstün kan yapıcı özelliğiyle kas gücü ve metabolizmayı çalıştırarak cılız ve zayıf bünyeyi, güçlü ve dinç hale getirir."

Kaynak : Le miel et pollen ( Bal ve Polen )

Yazar : Fransız Dr.Raymond Dextreit (Sağlık ve beslenme konularında 30'dan fazla kitap yazarı)

ALYUVAR SAYISINI %25-30, HEMOGLOBİNİ %15 ORANINDA YÜKSELTİR.

- Polende bulunan Riboflavine'nin GÖRME ÜZERİNDEKİ ETKİSİ BÜYÜKTÜR. Birçok olayda şaşırtıcı sonuçların alındığı ve GÖRME YETENEĞİNİN ARTTIĞI saptanmıştır.

- Polende bulunan AMİNOASİTLERDEN CYSTİN (kükürt içeren bir aminoasittir) SAÇIN GELİŞMESİNDE ÖNEMLİ ROL OYNAR. Cystin'nin SAÇ SAYISINI ARTTIRDIĞI ve SAÇIN DÖKÜLMESİ'ni önlediği anlaşılmıştır.

- Polen PROSTAT hastalarında iyileştirici rol oynar.

- Polen GÜZELLİK KREMİ olarak da kullanılır. Bunun için, bir kahve kaşığı polen öğütülür ve taze yumurta sarısıyla karıştırılır. Bu karışım hafif masajla yüze ve boyuna sürülür. Yarım saat beklenir. Zamanı dolunca bol suyla yıkanır. Sonuçta cilt parlaklık ve tazelik kazanır.

Yukarıda anlatılanlardan da anlaşılacağı üzere, polen çok değerli, doğal ve zengin bir besin kaynağıdır. Ülkemizde bol miktarda bulunan, ancak değeri çok az bilinen bu besin maddesinin değerlendirilmesi gerekir. Gelişmiş ülkelerde (spor mantar vb. bitkilerin dayanıklı şekli) polen ve spor bilimi olarak tanımlanan Palinoloji, Türkiye'de jeoloji, botanik ve tıp ilimlerine hizmet eden bir bilim kolu durumundadır. 1983 yılında Türkiye Kalkınma Vakfı'nda (TKV) Palinoloji'nin ekonomik yönü ele alınmış ve gerekli teçhizat temin edilerek bir Palinoloji Laboratuvarı kurulmuştur. Bu kurumda yapılan çalışmalar sonunda polen tuzakları, polen toplanması, polen kurutulması ve saklanması gibi konularda ilerlemeler kaydedilmiştir. Ayrıca arının hangi bitkileri tercih ettiği, hangi bitkinin en bol polen verdiği hakkında çalışmalar yürütülmektedir. Amaç ülkemizde kullanılması bilinmeyen bu değerli besini ülkemizin hizmetine sunmaktır. "

Kaynak: Tübitak Bilim ve Teknik Dergisi Sayı: 203 Sahife : 34 Yıl : 1984 Ay : Ekim

Başlık: Doğa Harikası POLEN

Yazar: Prof. Dr. M. Mihri Mimioğlu - Dr. Kadriye Sorkun

CİLT GÜZELLİĞİ VE POLEN

Ciltteki çeşitli lekelerin, sivilcelerin ve bozuk bir cilt oluşmasında en önemli etkenler, sindirim sistemindeki bozukluk, karaciğer, kansızlık veya temiz olmayan kandandır. Bilhassa sorun kanda ise; kan, derimize yönelik dış etkilere karşı koyabilecek cevherleri taşımıyorsa, normal insan tenine olumsuz etki yapamayan güneş ultraviyole ışınları bile, deride ki kalkan görevi yapan kan maddeleri eksik olan kişiye etki yapıp, derisinde lekeler meydana gelmesini sağlar. Bu nedenle, önce kanın atık maddelerden arındırılıp tüm cevherlerle donatılması, kanın temizlenmesi, filtre edilmesi gerekir. Bunu en iyi Polen sağlar. Hiç bir cilt sorunu olmayan, canlı, sağlıklı parlak pembe bir cilt isteyen bayanlar, Polen yiyerek ve maskesini yaparak ten hücrelerini besleyebilirler. "Oriane" gibi bir çok ünlü güzellik kreminin özü Polen'dir. Tübitak Bilim ve Teknik Dergisi Ekim-1984 sayısında Prof. Dr. M. Mihri Mimioğlu - Dr. Kadriye Sorkun' un yazısında:

" Polen güzellik kremi olarak da kullanılır. Bunun için, bir kahve kaşığı polen öğütülür ve taze yumurta sarısıyla karıştırılır. Bu karışım hafif masajla yüze ve boyna sürülür. Yarım saat beklenir. Zamanı dolunca bol su ile yıkanır. Sonuçta Cilt, parlaklık ve tazelik kazanır "

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Rating , 10 out of 10 based on 250 ratings