15 Aralık 2010 Çarşamba

Aşure Günü ne yapılır

Bu gece Aşûre gecesidir. Bugün Muharremin dokuzuncu günü, yarın onu. Yarın da Aşûre günüdür. Gecesi bugündür. Dînimizde mubârek geceler, bir gün öncesinin öğle namâzından sonra başlar. Ya'nî, bugün öğle namazından sonra Aşûre gecesi başlıyor, gecesi imsâğa kadar devâm ediyor. İmsâkdan itibâren de Aşûre günü başlıyor ve yarın güneş batana kadar da gündüzüdür.

Oruç tutanlar, bugün-yarın veyâ yarın-öbür gün, veyâhud da bugün-yarın ve öbür gün, üç gün tutabilirler. Ama bir gün olmaz, mekrûh olur. Sadece Aşûre günü oruç tutmak mekrûhdur, buyuruluyor. Bunun dışında sadaka verilir, gecesinde kaza namâzı kılınır, istigfâr çok okunur. İstigfâr, hepimizin çok ihtiyâcıdır. Çünkü Peygamber efendimiz “aleyhissalâtü vesselâm”, Allahü teâlânın sevgilisi olduğu hâlde, (Zamân zamân kalbime [envâr-ı ilâhiyyenin gelmesine mâni olan] perdeler hâsıl oluyor. İstigfâr okuyorum) buyuruyorlar. Tabiî, ümmetine de öğretiyor. Dolayısıyla hepimizin buna ihtiyâcı var. İstigfâr, (Estagfirullah min külli mâ kerihallah), [Allahü teâlânın kerih gördüğü, uygun görmediği ne varsa, ben bunların hepsine tövbe ettim. Beni afv et, yâ Rabbî!] demekdir. Bunun arkasına meselâ yüz defa kelime-i tenzîh, (Sübhânallahi ve bi-hamdihi sübhânallahil-azîm) sonra yüz defa kelime-i temcîd (Lâ havle velâ kuvvete illâ billâhil’aliyyil’azîm) ve salevât-ı şerîfe okumalıdır.

Demek ki, bu geceleri ve günleri namaz kılarak, kitâb okuyarak, Peygamber efendimizin “aleyhissalâtü vesselâm” hayatını okuyarak, ilmihâl bilgilerini okuyarak geçirmeliyiz. Çünkü câhil sofu, şeytânın maskarası olur. Dînimizi bilmezsek, bizi aldatırlar. Herşeyden önce, şeytân kandırır. Bilirsek, ibâdetimizi de bilerek yaparız. Dolayısıyla düşmân saldırısından itikâdımızı da, amelimizi de koruruz. En büyük düşmân, nefsimizdir. Şeytân dışarıdaki düşmândır. Âhir zamândayız. Âhir zamânda, iyiler azalacak, yok gibi olacak. Bulmak mümkün. Bir kimse, Allahü teâlâya samîmî olarak duâ ederse, doğru kimseleri karşısına çıkartır. Kim, neye niyet ederse ona kavuşur. Allahü teâlânın rızası ise, ona kavuşur. İnsanların rızası ise, ona da kavuşur. Kimin niyeti ne ise, ona kavuşur.

Mubârek gecelere ve günlere saygılı olmak demek, o geceler ve günlerde günâh işlememekle olur.

Aşûre tatlısı, Nûh aleyhisselâmın sünnetidir. Ama Peygamber efendimiz “aleyhissalâtü vesselâm” bize, Nûh aleyhisselâmın yapmış olduğu bu işi yapın diye emir buyurmadı, tavsiye etmedi. Dolayısıyla Muhammed aleyhisselâmın bize bildirdiği din olan islâmiyyetde, aşûre tatlısı yapmak ibâdet değildir. Hele aşûre tatlısını Muharremin onuncu günü, ya'nî yarın husûsî olarak yapmak, ibâdet diye dağıtmak bid'atdir, buyuruluyor. Ya'nî günâhdır. Aşûre gününün dışında istenilen zamânda yapılıp, dağıtılabilir. Ama husûsen Muharremin onuncu günü yapıp dağıtmak günâh olur, bid'at olur ve bunu yapan bir kimse hâşâ Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” efendimize, (Sen bilememişsin, anlıyamamışsın, ben senden iyi biliyorum, bunu yapmak ibâdetdir, çok sevâbdır) demek istiyor. Peygamber efendimiz “aleyhissalâtü vesselâm” buyuruyor ki, (Bid’at sâhibleri, Cehennemin köpekleridir). Allahü teâlâ saklasın! Korkmak lâzım. Din bu, başka bir şeye benzemez ki. İmâm-ı Rabbânî hazretleri “kuddise sirruh” buyuruyorlar ki, (İbâdet, emredileni yapmakdır). Ne emredilmişse, o. Meselâ yehûdîler Muharremin onunda oruç tutuyorlardı. Peygamber efendimiz “aleyhissalâtü vesselâm”, (Siz bunlar gibi değil, sadece onuncu günü değil, dokuz, on veyâ on, onbirinci günleri tutun. Bunlar gibi tutmayın. Benzemeyin). Onun için sadece Muharremin onunda oruç tutmuyoruz, dokuz, on veyâ on, onbirinci günleri tutuyoruz. Dolayısıyla aşûre tatlısını da Muharremin onuncu gününe mahsûs kılmak, ibâdet değildir. Çünkü Peygamber efendimiz “aleyhissalâtü vesselâm” emr buyurmamışlardır. Peygamber efendimizin tavsiye ettiği, emr ettiği, yaptığı şeyler ibâdetdir. Emredilmeyen bir şeyi ibâdet diye yapmak, bid'at olur.

kaynak: İslamvetoplum.com

27 Ekim 2010 Çarşamba

Bildiğimiz soğan

1919 da, grip 40 milyon kişiyi öldürdüğünde bir doktor, gribe karşı kendilerine ne şekilde yardım edilebileceğini görmek için çiftçileri ziyaret ediyordu. 

Bir çok çiftçi ve ailesi bu hastalığa yakalanmış ve bir çoğu da ölmüşlerdi.

Bir çitci ailesi ise hastalıktan hiç etkilenmemişti... Evin her tarafında soğan vardı.

Doktor buna inanmadı. Ona, mikroskopta inceleme yapmak için bu soğanlardan birini kendisine verip veremeyeceğini sordu.

Kadın ona birini verdi.

Doktor, soğanda grip virüsünü buldu.

Soğanın, tüm bakterileri emerek, aileyi sağlıklı tuttuğu apaçık ortadaydı.
Aynı hikayeyi bana kuaförüm de anlatmıştı. Birkaç yıl kadar önce, müşterilerinden büyük bir kısmı gribe yakalanmışlar ve hastalanmışlardı.

Ertesi yıl, salona birkaç tabak içinde soğanlar koymuş ve büyük bir sürprizle, kendisiyle birlikte çalışanların hiç biri hastalanmamıştı. Bu bilgiyi, sağlıkla alakalı çalışmalarımda her zaman bana yardımcı olan Oregon da ki bir dostuma gönderdim. O da bana, soğanla ilgili enteresan bir tecrübesini nakletti.

Çiftçilerin hikayesini işitmeden önce, ağır seyreden bir zatürreeye yakalanmıştım. Bir gün, okuduğum bir makalede, bir soğanın tam ortadan ikiye bölünmesini ve bir yarısının bir tabak içinde çatalla iyice ezilerek, geceleyin hastanın yakındaki bir masanın üzerine konulmasını söylüyordu. Mikroplardan dolayı soğanın ertesi sabah siyahlaşacağını söylüyordu. Söylenileni aynen yaptım. Ertesi gün soğan çok kederli gözüküyordu, ben ise kendimi, çok daha iyi hissediyordum.

Bu makale aynı zamanda, geçmişte odalara konulmuş olan soğan ve sarımsakların, insanları veba ya karşı da korumuş olduğunu iddia ediyordu. Her ikisi de güçlü bir şekilde anti bakteriyel ve antiseptik özelliklerine sahiptirler.

Anlatılan bu şeylerden çıkarılacak sonuç şudur : birkaç soğan satın alınız, ve bunları soymaksızın tabaklar içinde evin her yerine yerleştiriniz. Eğer çalışıyorsanız, bir veya iki tane de çalıştığınız yere koyunuz. Biz bunu yapmadık ve gribe yakalandık! 

Soğan size yardım edecek, siz ve yakınlarınız hasta olmayacaksınız. Eğer gribe yakalanırsanız da hafif atlatacaksınız…
Kaybedecek bir şey yok, deneyiniz !

Sadece 1 liralık soğan !!! Soğan size yardım edecek, siz ve yakınlarınız hasta olmayacaksınız. Eğer Gribe yakalanırsanız da hafif atlatacaksınız…


26 Ekim 2010 Salı

Polen ve Faydaları

DÜNYA BİLİM ADAMLARINA GÖRE POLEN VE FAYDALARI:


"Bizler bilim adamları henüz polenin nasıl olup da hastalıkları iyi ettiğini bilmiyoruz. (1969'da polenin bileşimi henüz tam bilinemiyordu). Fakat çeşitli antibiyotik ilaçlarla tedavi edildiği halde iyi olmayan pek çok hastam, gözlerimin önünde iyi olmuşlardır. Birçok SOLUNUM HASTALIKLARI'nın da polenle tedavi edildiğini ve hastaların gerçekten hastalığı ve nekahet süresini süratle atlattıklarını müşahade ettik. Söylenecek tek şey yok. İnsanlık demek ki burnunun dibinde bulunan bu "Harika İlacı" şimdiye kadar hiç farketmeden yaşamış"

Kaynak: İsveç Upsala Üniversitesi - Eric Ask Umparc

"Geleneksel tıbbi tedaviler gören MİDE ÜLSER'li hastaların %29'u iyileşebilirken, Polen yedirilerek tedavi edilmiş MİDE ÜLSER'lilerin %59,2’sinde Mide yaralarının iyileştiği denenerek kanıtlanmıştır."

Kaynak: Rusya Irkomtsk Tedavi Kliniği

"Günde 2 gram Polen yiyen hastalardaki YARA VE YANIKLAR'ın iyileşmesinde %30 hızlanış ve artış olmuştur."

Kaynak: BD Wagne Üniversitesi Tıp Fakültesi Cerrahi Prof.Dr.N.S.Gimbal

"Polen, hayatın sırrı olan RNA ve DNA doludur. Uzun zamanlı hafıza, kromozonların yapısına giren RNA' ya bağlıdır. RNA'sız beyin taşıyan insan, kendi adını bile hatırlayamaz. Polen ZEKA'yıda arttırmaktadır.

Vikingler gözlemsel olarak farkettikleri poleni, "mabud yemeği " olarak savaşlara giderken yerler ve ortalama 100 yıl yaşarlardı. 'Ensafalit' (Beyin iltihabı)'na yakalanan Danimarka'lı Jyte Elmgaad'a doktorları dört ay ömrü kaldığını açıkladılar. Kısa zamanda duyu özelliklerini kaybeden genç kadın, sağır, dilsiz ve kör olur. Bunun üzerine, Polen özü enjeksiyonları yapılır. Sonuç hayret vericidir. Hasta şaşırtıcı şekilde ölümden kurtulur ve eski sağlığını kazanır.

"Polenin PROSTAT hastalıklarına da şaşırtıcı etkisi vardır. Prostat büyümesindeyse, ballı polen kürüyle yapılan denemeler, aralıklı gelen ve uzun süren hafif ağrıların yok olduğunu ve idrara çıkma sayısının azaldığını gösterdi. Polen yaşlı hastaları bazı durumlarda ameliyattan kurtarıyor. "

İsveç Upsala Üniversitesi Kliniği - Prof. Eric Ask Upmarc
İsveç Lund Üniversitesi Cerrahi Kliniği Üroloji Bölümü - Dr. Gasto Jonson


BEYİN, PROSTAT, KARACİĞER, SOLUNUM YOLU İLTİHAPLARI VE DAMAR SERTLİĞİ'inde sonucu şaşkınlık veren tıbbi kürler devam etmektedir."

KaynakBD / Call Enterprise -Jim Kenner

"Polen, harika besinlerin en üstünüdür. Kimyasal analizler polende tüm vitaminler, proteinler, yağ, şeker, mineral, hormon, büyütücü faktör, pigment vs. bulunduğunu gösteriyor. Bu canlı dengeli besin beyni ve vücudu yorgun ve uyuşuk insanlara bir kaç günde canlılık ve yaşama neşesi veriyor. Büyüme faktörleriyle cılız ve durgun çocukların hızlı gelişmesini sağlıyor. Kansızlarda, bir ay süreyle her gün bir kahve kaşığı polen yedikten sonra yapılan laboratuar denemeleri, kırmızı küreciklerin, milimetre küpte 500.000 arttığını gösteriyor.

Hafif laktasif, yani BARSAK ÇALIŞTIRICI'dır. İÇ ZEHİRLENMELER'i önleyicidir. Sabah ve öğle, vitamin almak için polen yiyiniz. Ilık süt, bal veya suya karıştırılır. Veya doğrudan yenilir. AŞIRI YORGUNLUK, ZAYIFLIK, HASTALIK, KANSIZLIK, YAVAŞ GELİŞME gibi durumlarda doz arttırılmalıdır. Hiç bir yan etkisi tespit edilmemiştir.

Son araştırmalar ERKEN İHTİYARLAMA'dan koruduğunu gösteriyor. Siz, 60 yaşından sonra 40 yıl daha dinç yaşamak istiyorsanız Poleni hemen her gün yiyiniz."

Kaynak : Pour vivre cink fois vingt ans ( 100 Yıl dinç yaşamak )

Yazar : Fransız Tıp Profesörü Dr.Robert Tocquet (5 ayrı dilde 26 tıbbi kitap ve ansiklopedi yazan bilimadamı)

"Değişik laboratuvarlarda özellikle Rusya vitaminler Enstitü'sünde birçok kez yapılan analizlere göre Polen, vitamin ve ferment gibi canlı cevherlerden yana çok zengindir. Prof.Joiriche, Dr.Chauvin ve Alain Caillas'ın yaptıkları Polen analizleri gözönüne alınırsa, en başta SİNİR DENGESİ'ni korumaya yaradığı anlaşılır. BEYİN YORGUNLUĞU ve DÜŞÜNSEL BUNALIM sonucu ortaya çıkan, zayıf sinirli, gücü tükenmiş ve uyuşuk insanlar, günde yedikleri iki kaşık polenle gerçek bir sağlık verici, sakinleştirici ve dinçleştirici ilaç bulabiliyorlar.


ŞİŞMANLIK ve ZAYIFLIK, SÜRGÜN ve PEKLİK gibi karşıt durumlarda dengeye getirici, SAĞLIK KAZANDIRICI bir etki yapar. SALGI BEZLERİ'ni, HORMONAL SİSTEMİ uyarır. KOLİT, İNCE BAĞIRSAK İLTİHABI VE BARSAK KOKUŞMASI'nda faydalıdır. Özellikle KOLİBASİLLERE, MİKROPLARA, öldürücü ve üremeyi önleyici etkisi denenmiştir."

Kaynak: Le miel et pollen ( Bal ve Polen )

Yazar: Fransız Dr.Raymond Dextreit (Sağlık ve beslenme konularında 30'dan fazla kitap yazarı)

"Polenin iştahsızlık ve BAĞIRSAK TEMBELLİĞİ'ne faydaları bütün kullananlarla iyi bilinir. Polen ayrıca, MORAL ve RUH SAĞLIĞI'na yararlıdır. Bunları yitirenlere güven verir. Etkisi kısa süren "uyarıcı" ilaçlardan değildir. Vücuda tam bir kalıcı sağlık kazandırır. YORGUNLUĞU AZALTIR ve sürekli etkisiyle BEYİN ve KAS GÜCÜ sağlar.

Sayısız ŞEKER HASTASI polen kürü yapıyor. Örneğin, Lyon'dan Bayan B. son devrede ileri bir şeker hastası (diabetik) idi. İdrarının litresinde 48 gram şeker ölçüldü. Çeşitli ilaçlar kullanmasına rağmen iyileşme ümidini yitiriyordu. Günde 3 gram polen yiyerek 15 günlük kür yaptı. İlk kürün sonunda idrardan dışarı atılan şeker %87 düştü. Yenilenen kürler sonunda şeker, litrede 1 grama indi ve kol, bacak ve bel ÖDEM'leri (ŞİŞLİKLER) ile, Anjindö Puatrini (KALP YETMEZLİĞİ) daha iyi olduğu görüldü."

Kaynak: Fransa Tarım Akademisi - Dr. Alain Caillas ( Polen araştırmaları ile ödül kazanmış )

"Polen YÜKSEK TANSİYON'a, DAMAR TIKANIKLIĞI'na, KOLESTEROL YÜKSEKLİĞİ'ne, KRONER TROMBAZ ve FELÇ'lere karşı koruyucu ve iyileştirici etki yapıyor."

Dr. Nemarov - Dr. Egerov - Dr. Mistchenko - Dr. Kodiser

Rus Bilimler Akademisi

"Şişmanlık ve zayıflık gibi iki karşıt durumda; vücuttaki fazla karbonhidrat, glikoz ve yağları yakarak şişman bünyeyi yok eder, metabolizma dengesi sayesinde zayıf düşen hücreyi derhal uyarır, üstün kan yapıcı özelliğiyle kas gücü ve metabolizmayı çalıştırarak cılız ve zayıf bünyeyi, güçlü ve dinç hale getirir."

Kaynak : Le miel et pollen ( Bal ve Polen )

Yazar : Fransız Dr.Raymond Dextreit (Sağlık ve beslenme konularında 30'dan fazla kitap yazarı)

ALYUVAR SAYISINI %25-30, HEMOGLOBİNİ %15 ORANINDA YÜKSELTİR.

- Polende bulunan Riboflavine'nin GÖRME ÜZERİNDEKİ ETKİSİ BÜYÜKTÜR. Birçok olayda şaşırtıcı sonuçların alındığı ve GÖRME YETENEĞİNİN ARTTIĞI saptanmıştır.

- Polende bulunan AMİNOASİTLERDEN CYSTİN (kükürt içeren bir aminoasittir) SAÇIN GELİŞMESİNDE ÖNEMLİ ROL OYNAR. Cystin'nin SAÇ SAYISINI ARTTIRDIĞI ve SAÇIN DÖKÜLMESİ'ni önlediği anlaşılmıştır.

- Polen PROSTAT hastalarında iyileştirici rol oynar.

- Polen GÜZELLİK KREMİ olarak da kullanılır. Bunun için, bir kahve kaşığı polen öğütülür ve taze yumurta sarısıyla karıştırılır. Bu karışım hafif masajla yüze ve boyuna sürülür. Yarım saat beklenir. Zamanı dolunca bol suyla yıkanır. Sonuçta cilt parlaklık ve tazelik kazanır.

Yukarıda anlatılanlardan da anlaşılacağı üzere, polen çok değerli, doğal ve zengin bir besin kaynağıdır. Ülkemizde bol miktarda bulunan, ancak değeri çok az bilinen bu besin maddesinin değerlendirilmesi gerekir. Gelişmiş ülkelerde (spor mantar vb. bitkilerin dayanıklı şekli) polen ve spor bilimi olarak tanımlanan Palinoloji, Türkiye'de jeoloji, botanik ve tıp ilimlerine hizmet eden bir bilim kolu durumundadır. 1983 yılında Türkiye Kalkınma Vakfı'nda (TKV) Palinoloji'nin ekonomik yönü ele alınmış ve gerekli teçhizat temin edilerek bir Palinoloji Laboratuvarı kurulmuştur. Bu kurumda yapılan çalışmalar sonunda polen tuzakları, polen toplanması, polen kurutulması ve saklanması gibi konularda ilerlemeler kaydedilmiştir. Ayrıca arının hangi bitkileri tercih ettiği, hangi bitkinin en bol polen verdiği hakkında çalışmalar yürütülmektedir. Amaç ülkemizde kullanılması bilinmeyen bu değerli besini ülkemizin hizmetine sunmaktır. "

Kaynak: Tübitak Bilim ve Teknik Dergisi Sayı: 203 Sahife : 34 Yıl : 1984 Ay : Ekim

Başlık: Doğa Harikası POLEN

Yazar: Prof. Dr. M. Mihri Mimioğlu - Dr. Kadriye Sorkun

CİLT GÜZELLİĞİ VE POLEN

Ciltteki çeşitli lekelerin, sivilcelerin ve bozuk bir cilt oluşmasında en önemli etkenler, sindirim sistemindeki bozukluk, karaciğer, kansızlık veya temiz olmayan kandandır. Bilhassa sorun kanda ise; kan, derimize yönelik dış etkilere karşı koyabilecek cevherleri taşımıyorsa, normal insan tenine olumsuz etki yapamayan güneş ultraviyole ışınları bile, deride ki kalkan görevi yapan kan maddeleri eksik olan kişiye etki yapıp, derisinde lekeler meydana gelmesini sağlar. Bu nedenle, önce kanın atık maddelerden arındırılıp tüm cevherlerle donatılması, kanın temizlenmesi, filtre edilmesi gerekir. Bunu en iyi Polen sağlar. Hiç bir cilt sorunu olmayan, canlı, sağlıklı parlak pembe bir cilt isteyen bayanlar, Polen yiyerek ve maskesini yaparak ten hücrelerini besleyebilirler. "Oriane" gibi bir çok ünlü güzellik kreminin özü Polen'dir. Tübitak Bilim ve Teknik Dergisi Ekim-1984 sayısında Prof. Dr. M. Mihri Mimioğlu - Dr. Kadriye Sorkun' un yazısında:

" Polen güzellik kremi olarak da kullanılır. Bunun için, bir kahve kaşığı polen öğütülür ve taze yumurta sarısıyla karıştırılır. Bu karışım hafif masajla yüze ve boyna sürülür. Yarım saat beklenir. Zamanı dolunca bol su ile yıkanır. Sonuçta Cilt, parlaklık ve tazelik kazanır "

27 Ağustos 2010 Cuma

Hızır Aleyhisselam

Ramazan… Cuma günü… Cuma vakti… Cami… 
Cemaat tek tük camiye girmekte. İmam kürsüde… 
Girenlerin arasında… O… Hızır… 
Hızır aleyhisselam da genç ihtiyar arasında onlardan biri gibi gidiyor bir köşeye oturuyor. Kürsüde imam sohbete başlıyor… 
Hızır’ aleyhisselâmın yanına kırklarında bir adam gelip oturuyor. Cami yavaş yavaş dolmakta.
Adam, bir müddet sonra uyuklar bir vaziyette sallanıyor, ha uyudu ha uyuyacak. Hızır aleyhisselâm  adamı dürtüklüyor:
-Uyuyacaksın, der.

Adam:
-Uyumam, beni rahat bırak.

Hızır aleyhisselâm  ses etmez, ancak ezan okundu okunacak, adam ha uyudu ha uyuyacak, bir daha dürtükleyerek:
-Uyuyacaksın dedim, der.

Adam:
-Ben de sana uyumam, beni rahat bırak dedim. Rahat bırak beni. Rahat bırak yoksa, Hızır olduğunu söylerim. Buradan çıkamazsın. Bu kalabalık sakalında bir tel bırakmaz.

Hızır aleyhisselâm susar ve gözlerine kapar, boynunu büker Allah-ü tealaya yönelerek:
-Ya Rabbim! Bu nasıl iştir. Bu kulun benim kim olduğumu bildi. Bu nasıl iştir ki bendeki listede bunun ismi yok.

Cevap gelir:
-Sana verilen listede beni sevenlerin isimleri var. O ise benim sevdiklerimden…

11 Ağustos 2010 Çarşamba

Raşitizmden Kurtulmak

RAŞİTİZM HASTALIĞI (Kemik hastalığı): 

Küçük çocuklarda olur. Kemikler kıvrılır. Şekilleri değişir. Hazım yolları bozulur. Lenfa bezleri şişer. Sâri hastalıklardan sonra, kendiliğinden zehirlenme, frengi, verem veya iyi gıda alamamaktan meydana gelir. Hayvan sütü verilen çocukların bağırsakları bozulmasından veya vaktinden önce, memeden kesilmeden de olur. Sebebini anlayıp, bu sebebi tedavi etmelidir. Ana sütü verilmeyen çocuklara D2 vitamini vermelidir. Hastalığa yakalananlara, ışık tedavisi, ultra-viole ışınları yapılır. Ergosterol halinde D vitamini verilir. D2 vitamini, tabip nezareti altında verilmelidir.


Kemik dokularda fosfat azalmıştır. Mide ve bağırsaklarda zehirlenme vardır. Bu ise, fosfatların hazım olunmasını güçleştirir. Küçük çocukların ana sütü emmesi, bu iki şeyi düzeltir. Ana sütü olmazsa, fenne uygun süt verilmeli, pastörize veya kaynamış süt vermelidir. Sütten kesilmiş çocukların sütüne mısır ve yulaf unu katmalıdır. Bunlarda fosfat vardır. Yağ ve yumurta sarısı, lesitin, glisero-fosfat, fasulye ve mercimek püreleri de katmalıdır. Bu fosfatlı perhize, kireçli gıdalar da eklenmelidir. Gıdasında, asit (hamız) bulunmamalıdır. Sirkeli yemekler, eski peynir, limon, portakal vermemelidir. Hazım yollarında asit mayalanması olmamalıdır.

Çocuk, sekiz ay yalnız ana sütü emmeli, sonra bir, daha sonra iki emzirme yerine, süt ve un bulamacı ile iki kere doyurmalıdır. On-on beş aylık iken, iki kere bulamaç yapıp, beş kere de emzirmelidir. On beş-on sekiz ay arasında, üç bulamaç vermeli, üç kere de emzirmelidir. On sekiz aydan sonra, yukarıda yazılı çeşitli şeylerle beslemelidir. Ayakta çok tutmamalı, yürütmemelidir. Güneşli ve havalı odada bulundurmalıdır. Deniz iklimi çok iyidir. Deniz ve kum banyosu, birinci ilaçtır. Haftada iki-üç tuzlu ılık banyo, bu işi görür. Müleyyin, lavman ile kabzı önlemelidir. Büyük çocuklara balık yağı, günde bir çorba kaşığı içirmelidir.

dinimizislam.com

İftarda okunacak Dua

2- İftâr etmeden önce bir şey okumamız lâzım mı?

Lâzım. (Tam İlmihâl Se'âdet-i Ebediyye)de, iftâr etmeden önce, güneşin battığı iyi anlaşılır ve vaktin girdiği kesin olarak bilindikten sonra (İhtiyâtlı hareket etmek gerekir. Onaltı sâat oruç tutuyoruz. Bir dakika acele edilirse, oruç zâyi' olur. Tekrar kaza etmek lâzım olur.) önce E’ûzü Besmele çekmeli, sonra (Allahümme yâ vâsi’al-magfireh igfirlî ve li-vâlideyye ve li-üstâziyye ve lil-müminîne vel müminât yevme yekûmülhisâb) denir.
Manası:
(Ey mağfireti bol olan Allah’ım, kıyamette hesap gününde, beni, ana-babamı, hocalarımı ve kadın erkek bütün müminleri affeyle.)

Hurma veyâ zeytin veyâ tuz veyâ su ile iftâr edilir. Birkaç lokma alındıktan sonra, (Zehebezzama’ vebtelletil-urûk ve sebetel-ecr inşâallahü teâlâ) duâsını okumalıdır,
 Manası:
(Açlık zamanı bitti. Damarlarımızın suya kavuşma vakti geldi. İnşâallahü teâlâ sevab da hasıl oldu.)


buyuruluyor.

Kaynağından dilemek için tıklayınız

10 Ağustos 2010 Salı

Hilali Görmek

1- Hilâli görerek oruca başlamakla alâkalı bilgi verir misiniz?

Kitâblarda, oruçla, Ramazân ayıyla, Zilhicce ayıyla alâkalı olarak Peygamber efendimizin “aleyhissalâtü vesselâm” bir hadîs-i şerîfi naklediliyor: (Oruca hilâli görerek başlayınız ve hilâli görerek de bayram ediniz). Ya'nî Ramazân hilâlini görünce oruca başlanır, Şevvâl hilâlini görünce de bayram edilir. Dünyânın herhangi bir yerinde hilâl görüldüğü zaman Ramazân-ı şerîfe başlanır. Daha önce Osmanlılar döneminde hilâli gözetleyen merkezler vardı, ilân ediliyordu. Şimdi öyle bir durum söz konusu değil. Takvîmlere yazılıyor. Her sene olduğu gibi bir gün önce başlıyanlar oluyor. Bir gün önce mümkün değil. Dünyânın bir yerinde gözükürse, Ramazân başlamış olur. Diğer müslümanlarda başlamış olur. Ama Zilhicce ayı öyle değil. Herkes bulunduğu yerden görecek. Türkiyeden Zilhicce hilâli görülünce, kurban ona göre kesilecek.

Böyle hilâli görerek başlamak ve bitirmek değil de, takvîmle başlayıp, takvîmle bitirildiği zaman dilimlerinde, başı ve çıkışı tam net olmadığı için, Ramazân ayından sonra (Şevvâl, Zil-ka’de, Zil-hicce veya Muharrem de) iki gün daha, [bir başı, bir sonu için] oruç tutmak lâzım. (En son tutamadığım orucu tutmaya) diyerek iki gün oruç tutacağız. Şevvâl ayında altı gün tuttuğumuz oruca, iki gün böyle niyyet etsek olur. O oruç tutma sevâbına da kavuşulmuş olur.

Kaynağından Dinlemek için tıklayınız

9 Ağustos 2010 Pazartesi

İshalden Kurtulmak

İshal, Dışkı hareketlerinin aşırı olmasına denir. Normal bir insan günde 3 yada dört kez Tuvalete giderken, ishal sebebi ile bu tuvalet ihtiyacı daha çok meydana gelir Ve sıvı kaybı oluşur.

Dünyada Çocuk ölümlerinin en büyük 2.sebebi ishaldir.

İshalin Sebepleri
İshale genellikle Viral enfeksiyon, rota virüs, Bakteri yada parazitler, gıda zehirlenmesi sebep olur. İshal… Dizanteri, kolera, kolon kanseri gibi ciddi rahatsızlıkların meydana gelmesinden de kaynaklanabilir. Kesinlikle Tabibe danışmalıdır.

Ayrıca sıcak yaz günlerinde aşırı soğuk sıvı tüketmek.
Çok soğuk ve Aşırı tüketilen Meyve ( kavun - karpuz ve üzüm gibi )
Klimalı ortamlarda uzun süre kalmak mide üşütmesine sebebiyet vererek ishal e neden olur


Üç yada dört günden fazla sürerse daha fazla tetkik edilmeli ve sebepleri araştırılmalıdır.


ishalin en büyük belirtileri
Çok sık ve sulu olarak tuvalete gitme, şişkinlik, Gaz sancısı, Ateş, Bulantı, Bağırsak krampları, Dışkıyı tutamama durumlarıdır.

Çocuklarda ve bebeklerde ishal kesinlikle ihmal edilmemeli ve doktora danışmalıdır.
Yine Bebeklerin diş çıkarma durumlarında da ishal görülmektedir.

İshalden Nasıl kurtulunur ?


İshal Durumlarında Aşırı sıvı ve mineral kaybını dengelemek için. Bol Mineralli sıvı tüketmelidir.

Hazır kraker, bisküvi ve meyve suları tüketmemeli ve özellikle ishale yakalanmış bebek ve çocuklara da verilmemelidir.

Yağlı Gıdalar, Süt, süt ürünleri, tatlılar (pasta, şekerleme, bisküvi, vb),

Kafein, alkol ve yapay tatlandırıcılardan uzak durulmalıdır.


İştahsızlık durumları mutlaka görülür. Buna rağmen İshal atlatılıncaya kadar ishale iyi gelen gıdalar altta yazılmıştır.

İshale Ne iyi Gelir
Yoğurt, Muz, haşlanmış patates, düz pirinç, Haşlanmış havuç, Haşlanmış tavuk, tavuk sulu şehriye ve sebze çorbaları, nar, ayva, kestane,karadut ve elma tüketimini arttırmalıdır. Özellikle havuç suyu çok tüketilmelidir.

İshalden Kurtulmak için Altta yazan önerilerden faydalanmakta mümkündür.

 İshale İyi gelen yiyecekler ve şifalı bitkiler
-Sade gazozun içine aspirin atarak karıştırılıp içilir.
-Papatya sıcak suyun içine bir tatlı kaşığı atarak bekletilir. Demlenince çay olarak içilir.
-Mercanköşk sıcak suyun içine bir tatlı kaşığı atarak bekletilir. Demlenince çay olarak içilir.
-Adaçayı sıcak suyun içine tatlı kaşığı atarak bekletilir. Demlenince çay olarak içilir.
-Nane sıcak suyun içine bir tatlı kaşığı atarak bekletilir. Demlenince çay olarak içilir.
-Kekik sıcak suyun içine bir tatlı kaşığı atarak bekletilir. Demlenince çay olarak içilir.
-Amber kabuğu kaynatılıp bal ile tatlandırılırsa ishali keser
-Yaban mersini ishal ve dizanteride faydalıdır.
-Tarçın sıcak suyun içine bir çay kaşığı atarak bekletilir. Demlenince çay olarak içilir.
-Avuç içine azıcık sumak yutulur. İshale faydalıdır.

İshalden kurtulmak için ne yapmalı?

Ayrıca İshale yakalanmamak için temizliğe dikkat etmelidir.
Elleri sık sık sabunla yıkamalı porselen ve cam kaplar kullanmalıdır.
İçmek için kesinlikle kaynatılmış yâda emin olduğunuz temiz su kullanılmalıdır.
Pişirilmiş Yiyecekler özellikle sıcak havalarda dışarıya bırakılmamalıdır.

24 Temmuz 2010 Cumartesi

Sineklerden kurtulmak

Sineklerden kurtulmak için farklı bir öneri.

Özellikle bahçe ve balkonlarda gece oturuğumuzda lambanın etrafında sineklerin oluştuğu farkederiz.

Lambanın yanına su doldurulmuş şeffaf bir poşet asıldığında, sineklerin toplanmadığı gözlemlenmiş.

çok garip ama gerçekten işe yarıyor. Yapmanız gereken çok basit 1/2 Litre suyu fermuarlı bir poşete

koyarak asın. Sırf sineklerde değil başka uçan haşereler için bile işe yarıyor.

Bende  deneyip gerçekten işe yaradığını farkettim

Deneyin faydasını göreceksiniz .



Sineklerden Kurtulmak

9 Temmuz 2010 Cuma

Unutkanlıktan kurtulmak

Unutkanlık ve çaresi

Sual: Unutkanlığa sebep olan şeyler nelerdir?
CEVAP
Çok şey vardır. Bazıları şunlardır:
Günah işlemek. (İsyanı [günahı] çok olanın, nisyanı [unutması] çok olur) buyruluyor.
Sabah namazı vakti uyumak,
dünya için çok üzüntü, dünya ile çok meşgul olmak, tuzlu et yemek, çok sıcak yiyip içmek, çok şaka yapmak, mezarlıkta gülmek, mezar taşlarını okumak, tuvalette abdest almak, çok cünüp durmak, ellerini elbisesine silmek, camiye sol ayakla girmek, avret yerine bakmak, çok aç durmak, hep tok durmak, işlerin dağınık olması, kötü kokulu şeyler yemek, uyuşturucu kullanmak, ekşi elma yemek.

Zihni açan ve unutkanlığı gideren şeyler:
Kereviz, kuru üzüm, çörek otu yemek, koyun sütü içmek, başı, gül yağı ile yağlamak, badem yemek, misk ve karanfil kullanmak, kimyon unu koklamak, öd buharını teneffüs etmek, bal yemek.
Hadis-i şeriflerde de buyuruluyor ki:
(Hacamat, aklı artırır, hafızayı kuvvetlendirir.) [Hakim]
(Hafızayı kuvvetlendirmek için bal yiyin!) [M.Nasihat]
(Kabak dimağı besler, aklı artırır.) [Deylemi, İ.Münavi]

Unutmamak için günah işlememek gerekir. Daima Allahü teâlâyı anmalı, Peygamber efendimiz aleyhisselama salevat-ı şerife getirmelidir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Söyleyeceği şeyi unutan, hatırlamak için bana salât-ü selam getirsin!) [İbni Sünni]

Unutmamak için
Sual: Bir şeyi unutmayıp hatırlamak için saatimi sağ koluma takıyorum. Bunun bir mahzuru olur mu?
CEVAP
Hiç mahzuru olmaz, iyi olur. Peygamber efendimizin de, bir şeyi unutmamak için, parmak veya yüzüğüne ip bağladığı, hadis-i şerifle bildirilmiştir. (Hakîm)

Ayrıca

Kereviz, hafızayı kuvvetlendirir, unutkanlığı giderir, idrar söker, karaciğeri temizler, gaz giderir, kan ve süt yapar. Tohumları idrar tutulmasına iyi gelir.

Çörek otu Unutkanlığı giderir. çeşitli hastalıklara şifa verir. Ekmek ile yenilirse sancıları giderir, baş ağrısını dindirir. Karın ağrısına, üşütmeye iyi gelir. Adet söktürücü ve kanı sulandırıcıdır. Ayrıca, basur rahatsızlığına iyi gelir. Gözü kuvvetlendirir, görme bozukluğunu önler.

Unutkanlık için Dua
Her kim gusül abdesti aldıktan veya namazdan sonra el-Müheymin ism-i şerîfini söylerse, kalbi aydınlanır, himmet ve şerefe kavuşur. Hâfızası kuvvetlenir, unutkanlığı gider.

5 Temmuz 2010 Pazartesi

Varisten kurtulmak

Varis

Kısacası küçük kan damarlarının cilt yüzeyine yakın görünmesidir.
Toplardamarlardaki fonksiyonel bozukluklar sebebi ile kan akışının engellenmesi ile ortaya çıkan durumdur.

Kadınlarda daha çok görülen varis genel olarak Aşırı kilo, hamilelik, uzun süre ayakta durularak çalışılan meslek grupları, uzun süre hareketsiz oturmak, Sıkı ve kan dolaşımını engelleyen giysiler ve toplardamar iltihabı sebebi ile oluşur.

Varisler nasıl geçer?

Varislerden kurtulmak için tıbbi imkânlar elbette mümkündür. Lazer fototerapi, skereterapi ve Cerrahi müdahale en bilinenleridir.

Varislerden kurtulmak ve korunmak için alttaki önerilerimiz mutlak fayda sağlayacaktır.

Ayaklar biraz yukarıda uzanmak
Egzersiz yapmak.
Yükse topuklu ayakkabı giymemek.
Fazla kilolardan kurtulmak
Varis çorabı vb. kullanmak
Dar kıyafetleri kullanmamak
Az Tuz tüketmek.
Uzun süre hareketsiz oturarak yâda ayakta durmaktan kaçınmak.
Aşırı sıcaktan kaçınmak
Soğuk duş almak
C vitamini ve E vitamini tüketimine yönelik besleme

Varislere bitkisel çözüm
Çiğ soğan, sarımsak, zencefil, kırmızıbiber gibi kanı inceltme özelliği olan gıdalar tüketmek.
Antioksidan özelliği olan Kiraz, yaban mersini, üzüm çekirdeği; bağ dokusunu güçlendirir.

Ayrıca Atkestanesinden hazırlanan yağ, merhem veya Tennur masaj yaparak varisli bölgeye uygulandığında Gözle görülür bir fayda sağlayacaktır. Bu uygulama ayrıca romatizmadan ve bacaklardaki ağrılarılardan kurtulmak ve için de kulanılmaktadır.

24 Mayıs 2010 Pazartesi

Prostat kanserinden korunmak

Prostat konusunda sağlıklı olmak, elli yaşın üzerindeki erkeklerde özellikle önemlidir.  Prostat kanseri elli yaşın üzerindeki erkekler arasında en yaygın kanser türlerinden biri. Özellikle Amerika Birleşik Devletlerinde erkekler arasında yapılan araştırmada ikinci sırada yer alıyor.  Aşağıdaki adımları uygulayarak prostat kanserinin risklerinin azaltabilir hatta önleyebilirsiniz.

Prostat kanseri için faydalı ve zararlı gıdalar

PSA (prostat spesifik antijen) testi
Risk grubunda olanlar, yada hastalığa yakalandığını şüphe edenler mutlaka Doktoruna Danışarak PSA Testi yaptırmalı ve bu testi yılda bir tekrarlamalıdır

Balık ve Balık yağı kapsülleri
Balık ve balık yağı ile bütünleşin. Balık yağının vücuttaki iltihaplara karşı olumlu özellikleri olduğu kanıtlanmıştır. Omega-3 yağ asitleri diğer kanser risklerinde olduğu gibi kanserin vücuda etkisini engelleyebilir.  Omega-3 yağ asitleri somon balığı ve diğer yağlı balıklarda, soğuk su balıklarında bulunabilir. Orkinos, alabalık, çizgili levrek, ringa balığı ve sardalye gibi.

Düşük yağlı gıdalar
Genellikle meyve, sebze ve tahıl tüketimi prostat kanseri riski için önemli bir azalma ile sonuçlanabilir. Meyve ve sebzeler her gün beş ya da daha fazla porsiyon şeklinde ölçülü tüketilerek yüksek kan basıncı, şeker hastalığı veya kalp hastalığı gibi diğer koşulların riskleri azaltmayâ da yardımcı olacaktır.

Antioksidanlar
Antioksidanlar açısından zengin gıdalar yiyin.  Antioksidanlar kanser dâhil birçok hastalığın zararlarına karşı vücudun korunmasına yardımcı olur.  Özellikle Lycopenes içeren Domates, greyfurt karpuz prostat kanseri riskini azaltır.

Polifenol içeren gıdalar
Polifenoller, Antioksidan olarak vücutta bulunan zararlı maddeleri temizleme kabiliyetine sahiptirler. Bu Açıdan prostat kanseri ve diğer kanser türlerinin oluşmasında önemli etkileri olduğu kanıtlanmıştır. Polifenol içeren bazı

19 Mayıs 2010 Çarşamba

Kabirde Okunan Dua'lar

Kabristana girince, ayakta
(Esselâmü aleyküm, yâ ehle dâr-il kavm-il müminîn! İnnâ inşâallahü an karîbin biküm lâhikûn) denir






Besmeleyle, 11 İhlâs ve bir Fatiha’dan sonra,

(Allahümme rabbel-ecsâdilbâliyeh,
vel-ızâmin nahire-tilletî harecet mineddünyâ ve hiye bike mü’minetün, edhıl aleyhâ revhan min indike ve selâmen minnî)


LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Rating , 10 out of 10 based on 250 ratings