4 Haziran 2007 Pazartesi

Düşmanlarınla dost olan dosttan çekin!

Bir sultanın oğluna nasihatleri (2) Dostsuz olma. Kim dostlarının işiyle ilgilenirse, dostları da onun işiyle ilgilenirler. Eğer o ilgilenmezse, dostlar da ilgilenmezler. Öyleyse dostunun işini düşünüp, ilgilenmeyen kişiyle, hiç kimse dost olmaz. Her an bir dost edinmeyi âdet haline getir, tâ ki dostların çok olsun. Çünkü, çok dost arasında kişinin birçok ayıpları örtülür ve çok hüneri açılır. Bundan dolayı, kişinin dostunun çok olması gerekir. Ama, yeni dost tutunca eski dostlarından da yüzünü çevirme. Bir de, rastgele dost seçme, dostların salih ve sana uygun kişiler olsun.Dostlarının dostlarını da düşün, onlar da senin dostlarındır. Düşmanlarınla dost olan dosttan da, çekin. Ayrıca dostuna düşman olan dosttan da, sakın. Önüne kim gelirse, sebepsiz yere seni şikâyet eden dostlardan uzak dur. Böyle kişiden dostluk bekleme ve ayıpsız dost aramaya kalkma. Çünkü, (Kusursuz dost arayan, dostsuz kalır) demişlerdir.İyilerle kötüleri birbirinden ayırt et. İyilerle gönülden dost ol, kötülerle dil ucuyla dostluğun olsun. Çünkü, kişinin hep iyilere işi düşmez. Eğer, bir kötü kişiye işin düşerse, dostluğun sebebiyle elde edersin. Öyleyse, sevmediğin kötü kimselere de, açıkça düşmanlık etme. Düşman da, kazanma. Ben kime ne yaptım ki, düşmanım olsun deme. Çünkü, (Düşmanım yok sanan kişi, düşmanın eğlencesi olur) demişlerdir. Gizli ve açık, düşmanın işinden habersiz olma. Çünkü, o daima, kötü planlarla seni aldatma hesapları içindedir. Sen de, bir an bile, onun kötü oyunlarından kendini güvende sanmayasın.Düşmanının tasarladığı oyunları, her an soradur, tâ ki düşmanın belâsına uğramayasın. Sonra, fırsat düşmedikçe, düşmanlığını belli etme ve düşmanına karşı, ne kadar büyüklük taslarsan tasla, kendini düşmana büyük göster. Ne kadar düşmüş olsan da, ona durumunu alçak gösterme.Düşmanının güler yüz göstermesine, tatlı sözüne aldanma. Eğer, düşman sana şeker gösterse, sen, onu acı bir şey san. Düşmanın ne kadar küçük olsa da, onu hor görme.Bir düşmanın senden aman dilerse, ne kadar düşmanın olsa da ve sana ne kadar eziyet etmişse de, sen ona aman ver ve düşmanın aman dilemesini çok büyük bir nimet yerine say. Çünkü düşmanın yenilmesi, kaçması ve ölmesi nasılsa, aman dilemesi de öyledir. Düşmanını güçsüz gördüğünde, birden emin olup oturma, onu arada sırada gözetleyedur.Önce işi yapmaya, sonra yaptığını söylemeye gayret et. Bir faydası olmayacaksa, hiç söyleme. Başkasının sana dil uzatmasını istemiyorsan, sen de kimseye dil uzatma.Birisi senin bir ayıbını yakalasa, o ayıbı hemen kendinden uzaklaştır.Çok itibarlı bir yere geçme, tâ ki o yerden aşağı düşmeyesin. Yüksekten düşmenin acısı, fazla olur.Olur olmaz her suç için, kimseyi cezalandırmayı düşünme. Eğer birisi bir suç işlerse, büyüklük göster ve ondan özür dilemesini iste. Çünkü, o suçlu da insandır. Küçük bir suç için kimseyi suçlama, tâ ki seni de başkaları yok yere suçlamasınlar.Yok yere öfkelenme, kızgınlığını yutmayı, alışkanlık haline getir. Birisi senin yanında hata yapsa, sonra da dönüp af dilese, o hatayı bağışlamayı boynunun borcu bil. Çok büyük bir suç olsa da, affetmek güzeldir. Her işlenen hataya ceza verecek olsan, büyüklüğün nerede kalır?Sonra, özür dilememek için, hata yapmamaya çalış. Birisine karşı aniden hata işlersen, özür dilemekten utanma. Senden de suçlular af isterse, sen de bağışla, dileklerini kabul et...

Mehmet Ali Demirbaş
03 Haziran 2007 Pazar
Türkiye

Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Rating , 10 out of 10 based on 250 ratings