24 Haziran 2009 Çarşamba

ÜÇ AYLAR VE REGAİB KANDİLİ



Mübârek üç aylardan Recep ayı başladı.
Zünnûn-i Mısrî hazretleri buyurdu ki: “Recep tohum ekme, Şaban sulama, Ramazan ise hasat ayıdır.”
Bu gece, Recep ayının ilk Cuma gecesi, yani Regâib Kandili’dir. Bu gecede Allahü teâlâ, mümin kullarına ragîbetler, yani ihsanlar ve ikramlar yapar. Bu gece yapılan duâ reddedilmez ve namaz, oruç, sadaka gibi ibâdetlere kat kat sevap verilir. Bu geceye hürmet edenler affedilir. Recep ayının her gecesi kıymetlidir. Her Cuma gecesi de kıymetlidir. Bu iki kıymetli gece bir araya gelince daha kıymetli olmaktadır. Bu gece, Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellemin babasının evlendiği gece değildir. Böyle söylemek yanlıştır.
Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki:
Recep, Allahü teâlânın ayıdır. Recep ayına ikram edene, saygı gösterene, Allahü teâlâ, dünyada ve ahirette ikram eder.
Recep ayının ilk Cuma gecesini ihya edene, saygı gösterene, Allahü teâlâ kabir azabı yapmaz. Duâlarını kabul eder. Yalnız, 7 kimseyi affetmez ve duâlarını kabul etmez: Fâiz alan veya veren, Müslümanları aşağı gören, anasına, babasına eziyet eden, karşı gelen çocuk, Müslüman olan ve dinin emirlerine uyan kocasını dinlemeyen kadın, şarkı ve çalgıcılığı sanat edinenler, livata ve zina edenler, beş vakit namazı kılmayanlar.
(Bunlar, bu günahlardan vazgeçmedikçe, tevbe etmedikçe, duâları kabul olmaz. Ananın, babanın, kocanın, hiç kimsenin, dine uymayan emri dinlenilmez, yapılmaz.)
Birgün Peygamber efendimiz, Recep ayındaki ibâdetlerin faziletini anlatıyordu. Yaşlı bir zat, “Yâ Resûlallah! Recep ayının tamamını oruçlu olarak geçirmeye gücüm yetmez.” deyince, Peygamber efendimiz buyurdu ki:
Sen, Recep ayının birinci, onbeşinci ve sonuncu günleri oruç tut! Hepsini tutmuş sevabına kavuşursun. Çünkü sevaplar on misli ile yazılır. Fakat, Receb-i şerîfin ilk Cuma gecesinden gâfil olma!
RECEB AYI
Receb ayı, Âdem aleyhisselâmdan beri kıymetli idi. Bu ayda muhârebe etmek günâh idi. Her ümmet, bu aya saygı gösterirdi. Receb demek, mürecceb, mu’azzam, muhterem, kıymetli demekdir. Fârisî (Enîsülvâ’ızîn) kitâbında diyor ki, (Îsâ “aleyhisselâm” zemânında bir genc, güzel bir kıza tutulmuşdu. Ona kavuşmak için çırpınıyordu. Nice zemân sonra söz aldı. Bir akşam, odada buluşdular. Soyundular. Genç, pek sevincli idi. Ansızın, pencereden hilâli [yeni ayı] gördü. Bu hangi aydır dedi. Kız, Receb deyince, genc toparlandı. Giyindi. Kız şaşırıp, ne oluyorsun dedi. Genç, babalarımdan işitdim. Receb ayında günâh işlenmez. Bu aya saygı gösterilir deyip, özr diledi ve evine gitdi. Allahü teâlâ, Îsâ aleyhisselâma vahy gönderip, olanları bildirdi. Bu genci ziyâret et! Selâmımı söyle buyurdu. Genç, Receb ayına gösterdiği bir saygı için, büyük bir Peygamberin “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” kendine gönderildiğine sevinerek îmân etdi. İyi bir mü’min oldu. Receb ayına gösterdiği bir saygı sebebi ile, îmân şerefine kavuşdu.)

Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Rating , 10 out of 10 based on 250 ratings